İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey...

Tam Versiyon: Takibe dayanak senet- Sahtelik iddiası-
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Borçlunun, takibe dayanak senedin, herhangi bir nedenle altına isim ve imzasını attığı bir A4 kağıdının isim ve imza kısmından itibaren kesilerek senedin oluşturulduğuna ilişkin sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesinin mümkün olmadığı-
 

Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi İ. Akdeniz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

 

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; S.S. G.kılıçlar Konut Yapı Kooperatif’ine üye olma işlemleri esnasında talep üzerine adı, soyadı ve imzalarının bulunduğu boş belgeleri verdiğini ancak alacaklının bu belgeleri sahte olarak senet haline getirerek aleyhine takip başlattığını, alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını beyan ederek borca itiraz ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine, alacaklının istinaf başvurusunun kabulü ile lehine %20 tazminata hükmedildiği, karara karşı borçlunun temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.

Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, anılan itirazın, icra mahkemesince aynı Yasanın 169/a maddesi uyarınca incelenerek sonuçlandırılması gerekir.

Somut olayda, borçlu, takibe dayanak senetteki imzasını inkar etmemiştir. Kaldı ki alınan 24.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda, O. Kağan S.'ın imzalarından faydalanmak suretiyle oluşturulmuş bir senet olduğu tespit edilmiştir.

Ancak borçlunun, takibe dayanak senedin, herhangi bir nedenle altına isim ve imzasını attığı bir A4 kağıdının isim ve imza kısmından itibaren kesilerek senedin oluşturulduğuna ilişkin sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesi mümkün değildir.

O halde, borçlunun itirazının reddine karar verilmesi yerinde ise de yanılgılı değerlendirme sonucu, alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2020 tarih ve 2019/2656 E. - 2020/1057 K. sayılı kararının, hüküm bölümünün “2” ve “3” nolu bentlerinin tamamen silinerek karar metninden çıkarılmasına, yerine “Davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince Esastan Reddine,” cümlesinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, karar düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.

12. HD. 03.03.2021 T. E: 2020/6019, K: 2380