İcra ve İflas Hukukuna Dair Herşey...
Satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması -ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediği- - Baskı Önizleme

+- İcra ve İflas Hukukuna Dair Herşey... (https://www.myicra.com/forum)
+-- Forum: İcra Hukuku (https://www.myicra.com/forum/forumdisplay.php?fid=15)
+--- Forum: Satış (İhale) İşlemleri & Paraların Paylaştırılması (https://www.myicra.com/forum/forumdisplay.php?fid=57)
+--- Konu Başlığı: Satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması -ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediği- (/showthread.php?tid=714)



Satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması -ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediği- - DuraN - 12-04-2020

Satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği, satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiği, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-

Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Borçlu vekilinin, tüm tebligatların usulüne uygun olarak yapılmadığını, dosyada vekaletname olmasına rağmen vekile yapılması gereken tebligatların müvekkiline yapıldığını, dosya işlemlerinden müvekkilinin haberdar olamadığını, kıymet takdiri raporu da usulüne uygun tebliğ edilmediğinden müvekkilinin itiraz edemediğini, tek bilirkişi tarafından gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan tek taşınmaz gibi değerlendirilerek taşınmazlara değer biçildiğini ileri sürerek ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine ve para cezasına hükmedildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayete konu 1111 ada, 68 parselde kayıtlı 2 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın ihalesinin feshine yönelik şikayetinin dava şartı (hukuki yarar) yokluğundan usulden reddine, bu taşınmaz yönünden esasa girilmediğinden davacı hakkında para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına, şikayete konu 1111 ada, 68 parselde kayıtlı 1 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın ihalesinin feshine yönelik şikayetinin esastan reddine, İİK'nın 134/2 maddesi uyarınca bu taşınmazın ihale bedelinin % 10'u olan 190.100 TL para cezasının davacıdan Hazine yararına tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur.

Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK'nun 82. maddesinde "İstifa eden vekilinin vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder." hükmü yer almaktadır.

Somut olayda, borçlu aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde (9) örnek ödeme emrinin borçlu M.B'a tebliğ edildiği, borçlunun vekil tayin ettiği Av. M.K ve T.Ktarafından yetkilendirilen D.Gnin 14.01.2015 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, dosyaya sunulan İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 2014/466 Esas ve 2017/186 Karar sayılı menfi tespit (birleşilen asıl dosya) ve itirazın iptaline ilişkin ilamda, borçlunun menfi tespit davasındaki vekilinin de Av. İ.E olduğu, Av. İ.E'in Uyap sistemi üzerinden 17.08.2017 tarihinde vekillik görevinden istifa ettiğine dair dilekçe gönderdiği, icra dosyasında vekilin istifa dilekçesinin asile tebliğ edildiğine dair tebliğ mazbatasına rastlanmadığı, alacaklı vekilinin 05.10.2017 tarihinde kıymet takdiri raporunun asile tebliğ edilmesi isteminde bulunduğu, asile gönderilen kıymet takdiri raporunun 13.10.2017 tarihinde muhatabın adresten taşındığı gerekçesi ile bila tebliğ iade edildiği, bu kez Av. M.K, Av. T.Kve Av. D.Gnin uyap sistemi üzerinden 30.11.2017 tarihinde vekillik görevinden istifa ettiklerini bildirir dilekçe gönderdikleri, icra dosyasında vekillerin istifa dilekçesinin asile tebliğ edildiğine dair tebliğ mazbatasına rastlanmadığı, bundan sonra kıymet takdiri raporu ve satış ilanının borçlu asilin mernis adresine yasal meşruhat verilmek suretiyle Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği görülmüş olup, vekillerin istifasının borçlu asile tebliğ edilmemesi sebebiyle yasal olarak vekalet görevinin sona erdiğinden söz edilemez.

İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya, varsa vekiline tebliğ edilmelidir. Şikayet eden borçluya, varsa vekiline satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.

Bu durumda, icra dosyasında vekillerin vekalet görevinin devam ettiği ve vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının vekil yerine asile tebliğ edilmiş olması sebebiyle şikayete konu 1111 ada, 68 parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölüme ilişkin ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, ihalenin feshi isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Öte yandan, İİK'nun 128/a madddesi uyarınca; kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Kıymet takdir raporunun, borçlulaya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.

İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.

Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazlardan 1111 ada, 68 parselde bulunan 2 nolu bağımsız bölümün, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiği görülmektedir.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, 1111 ada, 68 parselde bulunan 2 nolu bağımsız bölüm yönünden, borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu taşınmaz yönünden de yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin 11.07.2019 tarih ve 2018/1820 E. - 2019/1576 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.

12. HD. 21.10.2019 T. E: 12061, K: 15183


Borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesi kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Burcu Dölek tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; icra emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanının müvekkiline gönderilmediğini ve haberi olmadan taşınmazların ihale ile satıldığını, kıymet takdir raporunda taşınmazın değerinin düşük tespit edildiği, ihaleden 22.04.2016 tarihinde haberdar olduğunu, alacaklı ile ihale alıcısının danışıklı hareket ederek taşınmazların düşük bedelle satılmasına neden olduklarını, bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığını belirterek ihalelerin feshine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince, yapılan tebligatların davacının mernis ve ipotek akit tablosunda bildirmiş olduğu adresine yapılıp, Tebligat Kanunu' nun 35. maddesi hükümlerine göre tebliğ edildiği, davacı tarafından bildirmiş olduğu adres haricinde varsa adres değişikliğinin süresinde alacaklı bankaya bildirilmemiş olduğu, bu nedenle davacının mernis ve ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine çıkartılan tebligatların yapılamaması sonrası TK.' nun 35. maddesi gereğince tebliğ edilmesinde bir isabetsizlik olmadığından davanın reddi ile %10 para cezası verilmesine karar verildiği, aynı nedenlerle borçlu vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; borçlunun gerçek kişi olduğu ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi bulunmadığından bahisle TK' nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı, ancak borçlunun mernis kaydı bulunmasına rağmen bu adresine TK.'nın 21/2.maddesindeki usule göre tebligat gönderilmeden ve daha önce usulüne uygun bir tebligat yapılmadan, ödeme emri, kıymet taktir raporu ve satış ilanının doğrudan TK.'nın 35. maddesine göre tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu tespit edilmişse de, feshi istenen ihalede taşınmazların muhammen bedel üzerinde satıldığı nedeniyle zarar unsuru gerçekleşmediğinden ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Tebligat Kanunu'nda 6099 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrası gerçek kişiler yönünden 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca daha önce kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur. Somut olayda, borçlunun gerçek kişi olduğu ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi bulunmadığından bahisle belirtilen şekilde tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak borçlunun mernis kaydı bulunmasına rağmen bu adresine TK.'nın 21/2.maddesindeki usule göre tebligat gönderilmeden ve daha önce usulüne uygun bir tebligat yapılmadan, ödeme emri, kıymet taktir raporu ve satış ilanının doğrudan TK.'nın 35. maddesine göre tebliğ edilmesi usulsüzdür.
İİK'nun 128/a madddesi uyarınca; kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde, raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Kıymet takdir raporunun, borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.
İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ve ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdir raporu tebligatlarının usulsüz tebliğ edildiği ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiği görülmektedir.
O halde bölge adliye mahkemesince, borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istinaf talebinin usulden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi'nin 28.11.2018 tarih ve 2018/3504 E.-2018/2132 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 07/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. HD. 07.10.2019 T. E: 10815, K: 14227