SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN:
ADRES:
ŞÜPHELİ/ŞÜPHELİLER:
ADRES:
AÇIKLAMALAR:
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Baroların Kuruluş ve Nitelikleri” Başlıklı 76. Maddesinin 1. Fıkrasında; “Barolar; Avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.” Hükmü doğrultusunda ve aynı Kanun’un “Yönetim Kurulunun Görevleri” başlıklı 95/4. Maddesi “mesleğe ve meslek mensuplarına yönelik hak ihlallerine karşı avukatlık mesleğini ve meslektaşlarını savunmak, bu konularda her türlü yasal ve idari girişimde bulunmak” kanun düzenlemeleri doğrultusunda aşağıda izah edilen vaki şikayet hakkımızı kullanıyoruz.
Avukatlık mesleğinin mahiyetinin tarif edildiği Avukatlık Kanunu’nun 1. Maddesinde avukatlık aynı zamanda bir “kamu hizmeti” olarak kabul edilmiştir. Avukat, hukuki ilişkilerinin düzenlenmesinde her türlü hukuki konu ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesinde, hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis etmek sureti ile kamu hizmeti gören kişidir. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 2. Maddesinde “Hukuki ilişkilerin düzenlenmesi, her türlü hukuki sorun ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını, her derece yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.” İfadesi ile hüküm altına alınan avukatlığın kamu hizmeti niteliği vurgulanmaktadır. Adalete erişim hakkı, savunma hakkı, kısıtlanamayan temel bir hak olup, bu hakkı kullanamayacak durumda olanlara veya bizzat kullanmak istemeyenlere avukat tarafından bu hakkın kullanımı sağlanmakta, ekonomik olanağı yeterli olmayan kişilerin mali imkanlarının yetersiz olması nedeniyle hak ararken karşılaştıkları zorluklar Baro Adli Yardım büroları tarafından sunulan avukatlık hizmetleri ile ortadan kaldırılmaktadır.
Buna rağmen ‘arzuhalci’ diye tabir edilen, hiçbir hukuk eğitimi almamış kişilerin yazdığı dilekçelerle adli işlemlerini sürdüren vatandaşlarımız telafisi mümkün olmayan çok büyük kayıplara uğramaktadır. Özellikle hazır kalıplarla, hiçbir hukuk eğitimi almamış bu şahıslar tarafından yazılan dilekçeler, çoğu zaman davalı/davacı olarak haklarını arayan vatandaşların aleyhine sonuçlar doğurmaktadır. Bu hazır dilekçeler çoğu kez davaların reddi ile sonuçlanmaktadır. Dolayısıyla dava açarken katlanılan dava harç ve masrafları heba olurken bunun yanında vatandaşlar karşı vekalet ücretleriyle de muhatap olmakta, özellikle süreli işlerde büyük hak kayıpları söz konusu olmaktadır.
Bu bağlamda şikayetli bu kişilerce, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile sadece avukatlara tanınan hukuki takip ve mütalaa da bulunma hak ve yetkisi hukuka aykırı bir şekilde kullanılmakta, adli süreçlerle karşı karşıya olan vatandaşların bilgi eksiklikleri istismar edilerek hak kayıplarına neden olunmaktadır. Böylece yalnızca avukatlara hasredilmiş olan faaliyetlerin ve her türlü dava ve takibin yapıldığı, dilekçe yazıldığı, adli ve hukuki konularda yardımcı olunacağı hususunda bilgilere yer verildiği, hukuki danışmanlık yapıldığı ve söz konusu bu faaliyetlerin 1136 sayılı Avukatlık Kanununu açıkça ihlal ettiği anlaşılmaktadır.
Şöyle ki; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık Yetkilerinin Başkaları Tarafından Kullanılmaması” başlıklı 63. Maddesine göre; Avukatlık yapmak yetkisini taşımadıkları halde muvazaalı yoldan alacak devralarak ve kanunların tanıdığı başka hakları kötüye kullanarak avukatlara ait yetkileri kullananlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar. Mahkemeler, icra ve iflas daireleri ve barolar, bu maddenin kapsamına giren bir olayı öğrenince Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirmek zorundadırlar. Yapılacak kovuşturma sonucu Cumhuriyet Başsavcısı tarafından Baroya bildirilir.”
Bununla birlikte;1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. Maddesinde “yalnız avukatların yapabileceği işler” düzenlenmiştir. Buna göre; Madde 35-(Değişik: 26/2/1970-1238/1 md.) Yalnız avukatların yapabileceği işler: “Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisi haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlemlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir. Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmi dairelerdeki bütün işlemleri de takip edebilirler.” Şeklinde açık düzenlemeler mevcuttur.
Bahse konu iş hanında ve adliye kampüsünde faaliyet gösteren şikayetli şahıslar ve adliye çevresindeki başkaca şahıslar, hukuka aykırı olarak avukatlara ait yetkileri kullanarak Avukatlık Kanunu Md. 63/3’te belirtilen suçu işlemektedirler.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Öncelikle; Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kolluk vasıtasıyla gerekli inceleme ile halen devam eden suçun ve şüphelilerin tespitinin yapılması mütemadi suçun devamının önlenmesi
Avukatlık Kanununda kaynaklanan yetkileri hukuka aykırı olarak kullanarak, suç olarak tanımlanan tipik eylemleri gerçekleştiren ve gerçekleştirmeye devam eden bu şahıslar hakkında kamu davası açılarak cezalandırılmaları gerekmektedir.
DELİLLER:
TALEP SONUCU:
Avukatlık Kanunu ve ilgili tüm mevzuat ve şikayet dilekçemiz, yukarıda sunulan ve resen tespit olunacak nedenlerle; yapılan tüm açıklamalar dikkate alınarak; şüpheli-şüphelilerin eylemine uyan suçlardan dolayı kamu davası açılarak cezalandırılması saygıyla talep olunur.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN
Ad-Soyad