*  Makale İhalenin feshi ve farkının tahsili
0
Yorum
1207
Okunma
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
BU KONUYU DEĞERLENDİR
Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi
Konuyu Yazdır
Yönetici
*******
Şuan Çevrimdışı
Administrator
1,249
(Mesajlar)
1,155
(Konular)
16-09-2015
(Kayıt Tarihi)
İcra Müdürü
(Meslek)
(68) Aksaray
(Görev Yeri)
ab93893
(Haberci)
23
(Rep Puanı)

Haberci: ab93893
#1
30-01-2020, Saat: 12:45 (Son Düzenleme: 30-01-2020, Saat: 12:49, Düzenleyen: DuraN.)
Taşınmazlara ilişkin ihalelerde, ihale bedelinin -hemen ya da verilen süre içinde- ödenmemesinin sonuçları, bu maddede düzenlenmiştir.[1]

I- Taşınmazı ihalede almış olan alıcı, (10 günü geçmemek üzere) «ihale bedeli»ni hemen (derhal) ya da -İİK. mad. 130 gereğince kendisine süre verilmişse- verilen süre içinde ödemezse, «bu ihalenin icra müdürü (ortaklığın giderilmesi satışlarında; satış memuru) tarafından doğrudan doğruya (re’sen) bozulması» (daha doğrusu yasanın ifadesine göre; «ihale kararının kaldırılması») gerekir...

Yüksek mahkemenin içtihatlarındaki görüşü doğrultusunda, «şartnamede[2] alıcıya ait olduğu» (alıcı tarafından ödenmesi gerekeceği) öngörülen KDV,[3] tellaliye ücreti (harcı)[4] [5] ihale damga pulu bedelleri[6] ile tapu harçları’nın[7]ihale kesinleştikten sonra[8] -icra (satış) müdürlüğünce bunların -makul süre içinde- yatırılması için gönderilecek bildiri (muhtıra) üzerine-[9] yatırılması gerekir…[10] [11]

Buna karşın, «takip giderleri[12]»nin «tahsil harcı»nın,[13] «cezaevi harcı»[14]nın bu süre içinde ödenmemesi, ihalenin bozulmasına neden olmaz. Çünkü bunlar «ihale bedeli» sayılmaz.

İhale bedelinin nakit olarak yatırılması gerekir. Para yerine «teminat mektubu», «senet» ve «çek» verilemez.[15]

İhale bedelinin icra dairesine -ortaklığın giderilmesine ilişkin satışlarda; satış memurluğuna- yatırılması gerekir. Satış dosyası yerine, alacaklıya -haricen- yapılan ödeme geçerli olur mu? Bu konu doktrinde[16] tartışmalı olduğu gibi Yargıtay[17]’ın da zıt (çelişik) içtihatlarına konu olmuştur.

İhale bedelinin tamamen yatırılması gerekir. Eğer arttırmaya birden fazla kişi birlikte (müştereken) girmiş ve ihale bunlara birlikte yapılmışsa, ihale şartnamesinde bu gibi durumlarda alıcıların her birinin satış bedelinin tamamından sorumlu olacağına dair bir koşul yoksa ya da bu kişilerden böyle bir taahhüt alınmamışsa, ihaleden sonra alıcıların her biri satış bedelinden hissesi oranında sorumlu olur.[18] Ancak bu durumda da ihale bedelinin tamamının «hemen» ya da «verilen süre içinde» yatırılması gerekir. İhale bedelinden payına düşeni ödemiş olan alıcı süresi içinde diğer alıcının da payını öderse, «ihale bedelinin ödenmemesi nedeniyle ihalenin bozulmasını» önlemiş olursa da, «ihalenin bölünemeyeceği» kuralı gereğince, taşınmazın tamamına sahip olamaz. Taşınmazın mülkiyetini, birlikte adlarına ihale edilenler kazanır.[19] [20] [21] İhale bedelinin tamamını ödeyen kişi, payını ödemeyen kişiden ancak ödediği parayı isteyebilir.

Alıcı, icra (satış) memuru tarafından kendisinden istenen satış bedelini fazla bulsa da, şikayet hakkını saklı tutarak bu bedeli dosyaya yatırması gerekir. Böyle yapmayarak istenen satış bedelini yatırmadan şikayet yoluna gider ve ödeme süresini geçirirse, icra (satış) memurunun ihaleyi bozmasını önleyemez. Alıcının, şikayeti sonucunda kısmen haklı çıkması, bozulan ihaleye geçerlilik kazandırmaz.[22]

Yüksek mahkeme;[23] «ihale bedelinin noksan yatırılmasının, icra (satış) memurunun yanlış hesap yapmış olmasından kaynaklanması halinde de, ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceğini» belirtmiştir...

Taşınmaz arttırmada -alacaklıya- ihale edilmişse, alacaklı, borçludaki alacağı ile, yatırması gereken ihale bedelini takas edebilir.[24] [25]

Bu söylenenler, ortaklığın giderilmesine ilişkin satışlarda, taşınmazın paydaşlardan (hissedarlardan) birisine satılmış olması halinde de aynen geçerlidir.[26]

İhale bedelinin hastalık nedeniyle süresinde ödenmemiş olması, ihalenin feshine engel teşkil etmez.[27]

Ayrıca belirtelim ki, taşınmazı ihalede satın almış olan alıcı, takip borçlusundan alacaklı ise, bu alacağı ile ihale bedeli borcunu takas edemez.

II- İhale bedelinin «hemen»[28] ya da «verilen süre içinde» ödenmemesi üzerine, icra (satış) memurunun, ihaleyi kendiliğinden (re’sen)[29] bozması gerekir. İhaleyi bozmadan önce icra mahkemesinden mütalâa isteyip sonra bozma kararı veremez…[30]

İhale bedelinin süresinden sonra yatırılmış olması da -kural olarak- ihalenin feshini önlemez…[31]

İcra müdürünün «ne zaman» ihaleyi bozması gerektiği konusunda açık bir hüküm yoksa da, maddenin amacı, icra müdürünün bu konuda «gecikmeden» karar vermesini gerektirmektedir.

Doktrinde[32] «icra (satış) memurunun, ihale bedelinin ödenmemesi üzerine, en kısa zamanda (hemen) ihaleyi feshetmesi, ekonomik koşullarda aleyhe bir fark ortaya çıkmadan alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunan kimseye taşınmazı -İİK. mad. 133/I, c: 2’ye göre- teklif etmesi ve bu kişinin taşınmazı almaması halinde ‘hemen’ artırmaya çıkarması gerektiği» belirtilmektedir.

Eğer icra (satış) memuru, ihale bedelinin verilen süre içinde ödenmemesi üzerine hemen (İİK. mad. 133/II, c: 3) ihaleyi feshetmez (ihale kanunu kaldırmaz) ise, bu durumdan ne gibi sonuçlar doğar? İcra (satış) memuru, ihale bedelinin ödenmemesi üzerine “hemen” değil de “3-5 ay sonra ihaleyi feshedip, “ihalenin yapıldığı kişiden önce en yüksek teklifte bulunan kişi”ye -İİK. mad. 133/I, c: 2 uyarınca- “taşınmazı, teklif ettiği bedelle alıp almayacağını, kendisine muhtıra göndererek” bildirir ve üç gün içinde olumlu cevap olmaması üzerine taşınmazı -yedi gün önceden yapacaağı ilan ile- artırmaya çıkaran -ve İİK’nun 129. maddesinin hükmü çerçevesinde- en çok artırana -önceki ihale bedelinden daha düşük bir bedelle- ihale ederse; önceki ihalede ihale bedelini ödemeyerek ihalenin feshine neden olmuş olan alıcı “aradan geçe zaman zarfında ekonomik koşulların değiştiğini -örneğin; artan faiz oranları ve döviz fiyatları nedeniyle taşınmaz fiyatlarının düşmüş olduğunu ya da taşınmazın imar durumunda meydana gelen değişiklik nedeniyle taşınmazın diğer kaybettiğini vb.- ileri sürerek” iki ihale bedeli arasındaki farktan “sorumlu olmayacağını” ileri sürebilir mi? Kanımızca, İİK. mad. 133/son -İİK. 118/son “tamamlayıcı ihale”den bağımsız olarak yeni “tamamlayıcı ihale” ister “yapılsın isterse” yapılmasın, ihaleye girip, üzerinde kalan ihalenin bedelini ödememenin bir sonucudur. Yani; İİK’nun 133/I hükümleri çerçevesinde yapılan tamamlayıcı ihale “sonucunda taşınmaz, bedeli ödenmeyen ilk ihaledeki bedelden daha düşük bir bedelle ihale edilmişse, ilk ihale bedelini ödemeyen önceki alıcı, tamamlayıcı ihaledeki daha düşük olan ihale bedeli ile ödemediği kendi teklif ettiği ihale bedeli arasındaki farktan sorumlu olduğu gibi, “tamamlayıcı ihale”nin yapılmaması veya bundan sonuç alınamaması üzerine alacaklının yeni satış talebi üzerine -tüm satış hazırlıkları yeniden gerçekleştirilerek- yapılan ihaledeki gerçekleşen ve yatırılan ihale bedeli ile kendi teklif ettiği ve ödemediği ihale bedeli arasındaki farktan da sorumludur...[33]

Ancak, hemen belirtelim ki, yüksek mahkemenin farklı görüşte olduğunu ve “... taşınmaz, 133. maddedeki prosedür uygulanmadan satışa çıkarılmışsa, ilk ihale bedelini süresinde ödemeyen ilk alıcının, iki ihale bedeli arasındaki fark nedeniyle sorumluluktan kurtulacağını...”[34] belirttiğini görüyoruz.

İcra (satış) memurunun, ihale bedelinin süresinde ödenmenin üzerine, hemen değil de “3-5 ay sonra” ihaleyi feshedip, bu aşamada ihaleyi gerçekleştirirse, yapılan bu ihale ilgililerin talebi üzerine icra mahkemesi fesheder. Yüksek mahkeme,[35] ise ihale tarihinden “5,5 ay”, “10 ay”, “12 ay”, “18 ay”, “20 ay”, “24 ay”, “28 ay”, “70 ay” sonra feshedilmesini İİK.’nun 133. maddesine aykırı bulmuştur.

Ayrıca belirtelim ki; «süresinde ihale bedelinin yatırılmaması üzerine, ihaleyi kendiliğinden hemen feshetmeyen icra (satış) memurunun sorumluluğu haksız fiil hükümleri çerçevesinde» değerlendirilir.[36]

İcra (satış) memurunun, bedeli ödenmeyen ihaleyi «hemen» feshetmemesi -yani; geç feshetmesi- halinde, taşınmazın normal ihale kurallarına göre yeniden ihaleye çıkarılması gerekir.[37]

İcra (satış) memuru, ihale bedelinin ödenmemesi üzerine ihaleyi kendiliğinden bozmazsa, icra (satış) memurunun bu işlemi, ilgililerin -örneğin, alıcıdan önce en yüksek pey sürmüş olan kişinin,[38] alacaklının, borçlunun- şikayeti üzerine icra mahkemesince[39] -ortaklığın giderilmesine ilişkin satışlarda, sulh hukuk hakimliğince-[40] bozulur. Ancak, ihale bedelinin ödenmemesi nedeniyle «ihaleyi bozma yetkisi» icra (satış) memuruna verilmiş olduğundan,[41] ihalenin bozulmasını isteyen ilgililerin önce icra (satış) memuruna başvurması ve onun bu konuda karar vermemesi ve fesih işlemini (kararını) savsaklaması -ya da istemi red etmesi- üzerine icra mahkemesine (ya da sulh hukuk hakimliğine) başvurmaları gerekir.[42] Böyle yapmadan, doğrudan doğruya icra mahkemesine (sulh hukuk hakimliğine) başvuramazlar.[43] [44]

İhale bedelinin süresinde yatırılmaması ve icra (satış) memurunun da ihaleyi kendiliğinden bozmaması halinde ilgililerin şikayeti bir süreye bağlı mıdır? Bir görüşe göre;[45] ilgililer ancak yasal süre içinde ihalenin bozulmasını isteyebilirler. Şikayet süresi, «ihalenin bozulması isteminin reddi tarihinden» böyle bir istemde bulunulmamış olması halinde, «memurlukça işe el konularak ihalenin bozulmayacağını belirtir bir işlem yapılmış ise, bu işlemi öğrenme tarihinden» itibaren hesaplanır. Katıldığımız diğer bir görüşe göre[46] ise; bu durumda icra (satış) memuru, bir hakkı yerine getirmemiş olduğundan, İİK. mad. 16/II uyarınca şikayet bir süreye bağlı değildir. Ancak bunun için, ilgililerin (özellikle; alıcıdan önce en yüksek pey sürmüş olan kişinin) önce icra dairesinden ihalenin feshi istenip, bu istemin red edilmesinden sonra, icra mahkemesine süresiz şikayet yoluyla başvurulması gerekir. Yargıtay’ın[47] da bu görüşe katıldığını görüyoruz.

Ayrıca belirtelim ki; «ihale bedelinin yatırılmaması nedeniyle ihalenin feshi» istemi reddedilen kişinin yaptığı şikayetin de icra mahkemesince reddedilmesi halinde, İİK. mad. 134/II’de olduğu gibi ayrıca para cezasına hükmedilemez…[48]

İcra mahkemesinin, şikayeti yerinde görmesi halinde, kendisi «ihalenin feshine» karar veremez. Çünkü bu konuda karar vermeye icra memuru yetkili (görevli)dir.[49] İcra mahkemesi «ihalenin icra müdürlüğünce feshi gerektiğine» karar vererek, dosyayı icra müdürlüğüne gönderir…[50]

III- İhale bedeli, alıcı tarafından «yasal süre geçtikten sonra» yatırılırsa icra (satış) memuru yine ihaleyi bozmak zorunda mıdır? Kural olarak, icra (satış) memurunun geç ödemeyi kabul etmemesi ve ihaleyi bozması gerekir.[51] Ancak tüm ilgililer -«icra takiplerinde»; alacaklı ve borçlu, «ortaklığın giderilmesine ilişkin satışlarda» taşınmazın bütün paydaşları- ihalenin bozulmamasını isterler yani bu geç ödemeyi onaylarsa, «bu ihalenin bozulmaması gerektiğini» Yargıtay[52] -23.03.1955 T. 1/5 sayılı İçt. Bir. Kararının gerekçesine[53] yollamada bulunarak- bildirmiştir.

Uygulamadaki önemi nedeniyle şu hususu da belirtelim ki, bedeli alıcı tarafından süresinde ödenmemiş olan ihale hakkında icra mahkemesinde -ortaklığın giderilmesine ilişkin satışlarda; konusunda dava açılmış dahi olsa, açılan bu dava, memur tarafından İİK. mad. 133’ün uygulanmasını önlemez. Yani, icra (satış) memurunun yine ihaleyi İİK. mad. 133/I’e göre kendiliğinden bozması gerekir.[54] Hatta, ihale icra müdürü tarafından İİK. mad. 133’e göre «ihale bedeli süresinde ödenmediği için» bozulmadan önce icra mahkemesi tarafından İİK. mad. 134’e göre açılan dava sonucunda bozulmuş dahi olsa, memurun yine, İİK. mad. 133’e göre ihaleyi kendiliğinden bozması gerekir. Ancak, icra mahkemesinin İİK. mad. 134’e göre verdiği «ihalenin feshi» kararı kesinleşirse, icra müdürünün İİK. mad. 133’e göre işlem yapması mümkün olmaz. Eğer taşınmaz daha önce İİK. mad. 133/I’e göre «alıcıdan evvel en yüksek pey sürene ya da yedi günlük satış sonucunda en çok arttırana» ihale edilmiş ise, ihalenin icra mahkemesi tarafından İİK. mad. 134’e göre feshedilmesi (ve bu kararın kesinleşmesi) ile İİK. mad. 133’e göre yapılan ihale hükümsüz kalır.[55]

Yine uygulamadaki önemi nedeniyle belirtelim ki, ihalenin icra müdürünce, İİK. mad. 133’e göre bozulmuş olması, icra mahkemesinde İİK. mad. 134’e göre görülmekte olan «ihalenin bozulması» davasına etkili olmaz ve bu durumda icra mahkemesince «konusu kalmadığı»ndan bahisle, «ihalenin feshi isteminin reddine» karar verilemez…[56]

IV- «İhale bedelinin süresinde yatırılmaması üzerine», ihaleyi kendiliğinden bozan icra (satış) memurunun; alıcının ihaleye katılmak için yatırmış olduğu teminat akçesini (İİK. mad. 124/III) alıkoyup, bozulan ihalede, alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunmuş olan kişiye, «taşınmazı teklif ettiği bedelle alıp almayacağını» mümkün olan en kısa süre içinde[57] -bu konuda kendisine bildiri (muhtıra) göndererek- sorması gerekir.[58] Hemen belirtelim ki; ihalede ikinci en yüksek pay sürmüş olan kimsenin, taşınmazı alma zorunluluğu yoktur.[59] Ancak bu formalite yerine getirilmeden, İİK.’nun 133. maddesinde öngörülen sonraki aşamaya geçilemez... Bu hüküm İsviçre’deki metinde yoktur.[60] [61]

Alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunmuş olan müşteriye böyle bir teklifin yapılabilmesi için a) Bu kişinin adresinin bilinmesi, b) Bu kişinin arttırma sırasında ileri sürdüğü teklifin İİK. mad. 129’a uygun olması[62] -yani; taşınmazın tahmin edilen değerinin % 50’sini[63] ve öncelikli alacaklar ile satış ve paylaştırma masraflarını karşılaması- gerekir.

Bu koşullarla taşınmazı alması teklif edilen kimse, üç gün içinde «taşınmazı almayı kabul ederse», taşınmaz ona ihale edilir. Kanımızca, icra müdürünün; bu kişiye ihale bedelini yatırması için on günlük bir mehil vermesi gerekir.[64] [65]

a) İhale bedelinin süresinde ödenmemesi üzerine ihaleyi kendiliğinden bozan icra (satış) memuru, alıcıdan önceki en yüksek teklifte bulunan müşteriye, ne zaman «taşınmazı teklif ettiği bedelle alıp almayacağını» soracaktır? İcra ve İflas Kanununda bu konuda bir süre öngörülmemiştir. İcra (satış) memurunun, İİK. mad. 133’ün amacını dikkate alarak, yasa yapıcının ihale bedellerinin yatırılmaması nedeniyle ihalelerin sürüncemede kalmamasını istediğini düşünerek, gecikmeden ihaleyi kendiliğinden bozup, alıcıdan önceki en yüksek teklifte bulunmuş olan kişiye,[66] «taşınmazı alıp almayacağını» sorması gerekir.[67]

b) İkinci ihalede, ihale bedelini yatırmayarak ihalenin feshine neden olan alıcıdan önce en yüksek pey süren kimseye de taşınmazı alıp almayacağı konusunda teklifte bulunulacak mıdır?

Yargıtay önceleri[68] birinci ihalede «ihale bedelinin alıcı tarafından yatırılmaması halinde», alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunmuş olan müşteriye -İİK. mad. 133/I uyarınca- taşınmazı alıp almayacağı konusunda teklifte bulunulabileceğini, ikinci ihalede «ihale bedelinin alıcı tarafından yatırılmaması halinde» ise, «önceki müşteriye böyle bir teklifte bulunulmadan, taşınmazın tekrar arttırmaya çıkarılması gerektiği»ni bildirmişse de daha sonra bu hatalı içtihadını değiştirmiştir.[69] Kanımızca, yüksek mahkemenin önceki içtihadı İİK. mad. 133’ün amacına aykırıdır. Çünkü, bu maddede «birinci» ve «ikinci» ihale ayrımı yapılmaksızın, hangi ihalede olursa olsun, «ihale bedelinin alıcı tarafından ödenmemesi halinde» icra memurunun ihaleyi kendiliğinden bozacağı ve alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunmuş olan kimseye teklif yapılacağı» öngörülmüştür. Bu nedenle İİK. mad. 133/I c: 2’de İİK. mad. 129/I’e yapılan yollama nedeniyle, farklı bir sonuca ulaşılmaması gerekir.[70]

17.7.2003 tarihinde 4949 sayılı Kanun ile, İİK’nun 129. maddesinde yapılan değişikliğe uyum sağlanması için, 133. maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan «ilk fıkrasına» ibaresi «aradığı şartlara» ve beşinci cümlesinde yer alan «maddenin ikinci fıkrasındaki» ibaresi «maddedeki» şeklinde değiştirilmiştir.

Bu maddeye ait resmi gerekçede «maddenin niçin bu şekilde değiştirildiği» pek açık olarak belirtilmemiştir. Maddenin değiştiriliş nedeni; taşınmaz satışlarında ihale bedelinin alıcı tarafından süresinde ödenmemesi ve ihale kararının icra müdürünce kaldırılması (ihalenin feshi) üzerine, alıcıdan önce teklifte bulunana (pey sürene) teklif yapılamaması ya da bu kişinin taşınmazı satın almaması halinde, icra dairesince -yedi gün önce ilan edilerek- ‘hemen’ yapılacak yeni (tamamlayıcı) ihalede hangi artırma koşullarının aranacağı konusunda uygulamada duyulan tereddütlere son vermektir. Çünkü maddenin değişiklikten önceki birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan; «...Bu -yani; tamamlayıcı- artırmada, teklifin 129 uncu maddenin ikinci fıkrasındaki hükümlere uygun olması şartıyla gayrimenkul en çok artırana ihale olunur» şeklindeki ifade, «ikinci artırmada da -ihale bedelinin alıcı tarafından ödenmemesi üzerine- tamamlayıcı ihale yapılıp yapılamayacağı» konusunda tereddüt yaratmıştı.[71] İşte yapılan bu değişiklikle, birinci artırmada ihale bedeli ödenmeyerek sonuçta tamamlayıcı ihale yoluna gidilmişse, bu durumda ihalenin yapılabilmesi için birinci artırma koşullarının gerçekleşmesi -yani; % 50 + rüçhanlı alacaklar + paraya çevirme ve paylaştırma masraflarının karşılanması- gerekecek, buna karşın ikinci artırmada ihale bedeli ödenmemiş ve sonuçta tamamlayıcı ihale yoluna gidilmişse, bu durumda ihalenin yapılabilmesi için, ikinci artırma koşullarının gerçekleşmesi -yani; % 50 + rüçhanlı[72] alacaklar + paraya çevirme ve paylaştırma masraflarının karşılanması- gerekecektir.[73]

02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanunun 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olan ihale koşullarını düzenleyen maddeleri ile, gerek birinci ve gerekse ikinci artırmada ihalenin yapılabilmesi için %50 koşulu getirilmiş olduğundan yukarıda yapılan açıklamaların bu tarihten sonra bir önemi kalmamıştır.

c) «İhale bedelinin süresinde ödenmemesi» üzerine, ihale icra (satış) memurunca bozulduktan sonra, borçlu takip konusu borcunu giderleriyle birlikte öderse (ya da ortaklığın giderilmesine ilişkin satışlarda, tüm paydaşlar satıştan vazgeçerlerse) icra (satış) memuru ne yapacaktır? İhale bedelini yatırmamış olan alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunmuş olan müşteriye, taşınmazı alıp almayacağını soracak mıdır yoksa icra (satış) takibi düştüğünden, buna gerek kalmayacak mıdır? Doktrinde ileri sürülen bir görüşe göre[74] «icra müdürü tarafından ihale bozulduktan sonra, borçlu borcunu ve takip giderlerini öderse, son arttırmaya gerek kalmaz. Çünkü bu durumda icra takibi düşer. Taşınmaz, 133. maddeye göre, en yüksek fiyatı vermiş olan evvelki müşteriye ihale edilemez.» Katıldığımız diğer bir görüşe göre[75] ise; «alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunan kimsenin bu taşınmazı bu bedelle satın alma hakkı, ancak kendisine mad. 133 gereğince muhtıra tebliğ edildiği anda doğar. Bu muhtıranın tebliğinden itibaren üç gün içinde, icra dairesi teklifi (icabı) ile bağlı olup (TBK. mad. 3), borçlu borcunu ödemek ya da hissedarlar satıştan vazgeçmek suretiyle o kimseye ihalenin yapılmasını önleyemezler»[76] Yargıtay; bu konudaki içtihatlarında önceleri[77] «133. maddeye göre ihalenin bozulmasından sonra, arttırmaya katılan ve alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunan kimsenin, satışa çıkarılan taşınmazı satın alma hakkı doğmuş olduğunu, bu nedenle birinci ihalenin bozulmasından sonra, ilgililerin satıştan vazgeçmelerinin bu kişinin taşınmazı satın almasına ve kendisine teklif yapılmasına engel olmayacağını» belirtirken, sonraki içtihatlarında[78] «ihale bedelinin ödenmemesi üzerine ihale bozulduktan sonra, alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunmuş olan kimseye taşınmazı satın alması için icra dairesince teklifte bulunulmadan takip konusu borcun ödenmiş olması halinde, takibe son verileceğini ve satışa devam edilemeyeceğini» bildirmiştir.

d) Ayrıca belirtelim ki, yüksek mahkeme[79] « ihale şartnamesi ve ilanda belirtildiği şekilde teminat göstermeden ihaleye girmiş olan kişilerin ileri sürdükleri peylerin geçersiz olması nedeniyle, icra (satış) müdürlüğünce bu kişilere’ ikinci en yüksek pey süren’ sıfatıyla taşınmazın ihale edilemeyeceğini» belirtmiştir.

V- İhale bedelini süresinde ödemeyerek ihalenin bozulmasına neden olan alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunan (pey süren) kimse; a) Adresinin bilinmemesi nedeniyle bulunamamışsa ya da böyle bir kimse yoksa (yani, alıcı tek pey süren kimse ise),[80] b) Yapılan teklifi cevapsız bırakmışsa,[81] [82] c) Teklifi kabul etmediğini bildirmişse, d) Evvelce yaptığı teklif; birinci artırmada İİK. mad. 129/I’e -ve ikinci arttırmada, 129/II’ye- uygun olmadığı için esasen kendisine teklifte bulunulmamışsa; taşınmazın hemen -önceki ihale, «ihale bedelinin ödenmemiş olması» nedeni ile icra müdürlüğünce feshedilip- alacaklının talebine gerek kalmadan[83] hemen tek satış günü[84] belirlenip arttırmaya çıkarılması gerekir. Böyle yapılmayarak, yeniden birinci ve ikinci arttırma günleri belirlenerek, taşınmaz satışa çıkarılamaz.[85] Eğer taşınmaz bu durumda hemen artırmaya çıkarılmazsa artık İİK. mad. 133 hükmü uygulanmaz. Satışın İİK. mad. 123 vd. göre yapılması gerekir. Ancak, bu olasılıkta yeniden yapılan satış sonucunda ilk alıcı İİK. mad. 133/II’deki sorumluluktan kurtulur…[86] [87]

«Hemen» çıkarılacak arttırmanın ilgililere tebliğ edilmeyip sadece «satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinileceği» -İİK. mad. 133/I.c.4’de- belirtilmiştir.[88] [89]Yüksek mahkeme[90] yapılan değişiklikten sonra «İİK. mad. 133 gereğince ilandan itibaren yedi gün geçmeden ihale yapılamaz. Bu süre asgari (en az) süre olup, bu süreden fazla bir süre önce -örneğin dokuz gün önce- yapılacak ilan ile ihale gerçekleştirilebilir» şeklinde, yapılan değişikliğe paralel içtihatta bulunmuştur.

İhale bedelinin ödenmemesi üzerine ihale, icra (satış) memuru tarafından bozulduktan ve alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunan kimseye ihalenin yapılamayacağı anlaşıldıktan sonra, «gecikmeden» yapılması gereken yeni arttırmanın ayrıca «ilgililere tebliğine» gerek yoktur. Sadece «ilan» ile yetinilir (mad. 133/I).[91] Yapılacak ilan hakkında -ilanın içeriğinin ne olacağı ve nasıl yapılacağı konusunda- maddede bir açıklık yoksa da, bu hususta, uygulanabildiği ölçüde İİK. mad. 126’yı örnekseme yoluyla (kıyasen) uygulamak doğru olur. Bu suretle, bu ilanın satışa konu taşınmazın önemli niteliklerini, satışın yapılacağı yer, gün ve saati belirtmesi ve ayrıca ihale bedelinin taşınmazın kıymetinin -feshedilen ihalenin birinci veya ikinci ihale olmasına göre % 60’nı (ya da % 40’ını) (6352 s. Kanun gereğince; 05.01.2013 tarihinden itibaren ise %50’sini) bulması ve satış bedelinin -varsa- rüçhanlı alacaklar ile satış ve paylaştırma giderlerini karşılaması halinde, taşınmazın en çok artırana ihale edileceği hususunu içermesi gerekir. Buna karşın, bu ilana İİK. mad. 126/II-3 ve 4’deki diğer hususların yazılması gerekmez.[92] Yüksek mahkeme, bu konuyla ilgili olarak;

- «İcra müdürlüğünce İİK. mad. 133’e göre yapılacak satışın ‘gazete ve divanhanede ilanına’ karar verilen durumlarda, bu karara uyulmadan ihalenin gerçekleştirilmesinin ihalenin feshine neden olacağını»[93]

- «İİK. mad. 133’e göre ilan yapılmadan sadece divanhanede yapılan ilanla yetinilerek ihale yapılamayacağını»[94]

- «İİK. mad. 133 gereğince yapılacak ihale için ilgililere tebligat gerekmezse de, önceki attırmada yapılan ilanın şekline uygun ilan yapılmadan, ihale yapılamayacağını»[95]

- «İİK. mad. 133 gereğince yeniden yapılacak ihaleye ait ilanda satışın yapılacağı yer, gün ve saatin gösterilmemiş olmasının, ihalenin feshini gerektireceğini»[96]

belirtmiştir...

VI- Taşınmaz, yeniden yapılan arttırmada, (tamamlayıcı artırmada) en çok arttıranın teklifinin, İİK’nun 129. maddedeki hükümlere uygun olması[97] halinde, en çok artırana ihale edilir. Aksi takdirde, satış düşer...

Daha önce girdiği ihalede, ihale bedelini yatırmamış (ve ihalenin feshine sebep olmuş) alıcı da, yapılan yeni arttırmaya girebilir mi? Yüksek mahkeme eski tarihli içtihatlarının bir kısmında[98] bunu olanaklı bulmuşken bir kısmında[99], «önceki alıcının ihaleye sokulmamasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığını» belirtmiş bir kısmında[100] ise «önceki alıcının peşin para ile ihaleye kabul edilebileceğini» ifade etmiştir... Daha sonraki içtihatlarında ise;[101] [102] «önceki alıcının, daha önce teklif ettiği (ve taşınmazı satın aldığı) bedelden daha az bir bedelle taşınmazı satın almak istediğini bildiremeyeceğini, bu davranışının iyiniyetle bağdaşan bir davranış sayılmayacağını» ileri sürmüştür...

Yine yüksek mahkemenin yerleşmiş içtihatlarında benimsediği görüşe göre[103] «ihale bedelinin ödenmemesi nedeni ile ihalenin bozulması üzerine, ilk ihalede alıcıdan sonra en yüksek pey süren kişinin, yapılan ikinci ihaleye girip, ilk ihalede teklif ettiği bedelden daha az bedel teklif etmesi halinde, -onun bu davranışı ‘iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığından’- taşınmaz kendisine ihale edilmez.

Yüksek mahkemenin öteden beri verdiği çeşitli içtihatlarında[104] vurguladığı bu husus isabetli bir görüştür. Gerçekten; taşınmazı ihalede satın alan kişinin, ihale bedelini ödememesi üzerine, ondan önce en yüksek teklifte bulunmuş (pey sürmüş) olan kişinin örneğin; (A) Limited Şirketi’nin, (B) Anonim Şirketi’nin veya ihalede ortak pey sürmüş olan © ve (D)’nin icra müdürlüğüne yaptığı taşınmazı satın alma teklifini kabul etmemesi üzerine, taşınmazın yeniden -İİK.133/1 uyarınca- ihaleye çıkarılması (tamamlayıcı ihale) halinde, bu ihaleye katılıp aynı taşınmaza daha önce teklif ettikleri bedelden daha azını teklif edemezler (pey süremezler).

Eğer önceki ihaleye katılmış olan (A) Limited Şirketi, (B) Anonim Şirketi veya © ve (D)tekrar yapılan tamamlayıcı ihaleye girip önceki tekliflerin altında pey sürerek taşınmazı almak isterler ve icra müdürlüğü de ileri sürülen peyi kabul edip, taşınmazı bu kişilere ihale ederse, yapılan bu ihale şikayet üzerine icra mahkemesince bozulur. Fakat “yapılan tamamlayıcı ihale”ye (A) Limited Şirketi’nin veya (B) Anonim Şirketi’nin ortakları ya da bu şirketin yönetim kurulu üye veya başkanları şahsen katılırlarsa veya daha önce ihaleye katılıp, ortak pey sürmüş olan © ve (D) isimli kişilerden © isimli kişi (ya da (D) isimli kişi) yapılan “tamamlayıcı ihale”ye şahsen katılıp pey sürerse icra müdürlüğü “önceki ihalede teklif edilen peyden daha yüksek pey sürmelerini isteyemez; çünkü gerek (A) Limited Şirketi’nin ve gerekse (B) Anonim Şirketi’nin başkan ve üyeleri bu limited şirket ile anonim şirketten ayrı (bağımsız) birer kişiliğe sahiptirler. Aynı şekilde; önceki ihalede ortak pey sürmüş olan © ve (D) isimli kişiler daha sonra aralarında anlaşamayarak, yapılan yeni ihalede (tamamlayıcı ihalede) tek başlarına hareket edebilirler. Yukarıda sunulan içtihatlar incelendiğinde hep “önceki ihaleye katılmış olan kişi”nin tekrar yeni yapılacak ihalede, “önceki teklifinden daha düşük teklifte bulunamayacağı” vurgulanmıştır.

VII- İİK. mad. 133 hükmü, sadece bir kez uygulanabilir.[105] Yani, 133. maddeye göre, ihale bedelinin ödenmemesi nedeniyle ihale bozulup, yedi gün sonra yeni bir arttırma yapılarak, taşınmaz yeni bir alıcıya ihale edilirse, bu yeni alıcının da ihale bedelini ödememesi halinde, tekrar 133. madde hükmü uygulanmaz.[106] Bu durumda, taşınmaz sanki ilk kez satılıyormuş gibi, satışa hazırlık işlemlerinin yeniden yapılması -bu arada, arttırma ilanının tüm ilgililere tebliği- gerekir.

VIII- İhale gerek «daha önce en yüksek pey sürene» ve gerekse «yeni arttırma üzerine üçüncü bir kişiye» yapılsın, ihale bedelini yatırmayarak ihalenin bozulmasına neden olan «önceki alıcı(lar) ve kefilleri» iki ihale bedeli arasındaki farktan, diğer zararlardan ve ayrıca gecikme faizinden sorumludurlar.

İhale bedeli yatırılmadığı için feshedilen ihaleden sonraki alıcı veya alıcılar da süresinde ihale bedelini yatırmayarak ihalenin feshine sebep olmuşlar ve bu suretle taşınmaz birden fazla kez arttırmaya çıkarılmış ise, ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar «teklif ettikleri -ve yatırmadıkları- bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan (ve diğer zararlardan) ve ayrıca gecikme faizinden müteselsilen sorumludur»lar. İİK. mad. 133/I c.3 ve 4 gereğince yapılan yeni arttırmada -koşulların gerçekleşmemesi nedeni ile- ihale yapılamaz ve satış düşerse, bundan sonra, yeni satış talebi üzerine yapılacak arttırmada önceki bedelden daha düşük bir bedelle satılması halinde, daha önce ihale bedelini yatırmayarak ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar «iki ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca gecikme faizinden» müteselsilen sorumlu olurlar.[107] [108] [109] [110]

a) «İki ihale bedeli arasındaki fark» ve «gecikme faizi» ayrıca hükme gerek kalmaksızın icra dairesince bu kişilerden zorla alınır. Bunlar için dava açılmasına gerek olmadığından açılan davanın «hukuki yarar bulunmaması nedeniyle» reddedilmesi gerekir.[111] Keza bu «fark» ve «gecikme faizi» için ayrı bir takip yapılamaz.[112]

Yüksek mahkeme[113] ayrıca «yeni arttırma için yapılan giderlerin de dava açılmasına ve icra takibi yapılmasına gerek kalmadan, önceki alıcı(lar)dan icra dairesi tarafından alınması gerekeceği»ni belirtmiştir...

Doktrinde,[114] «iki ihale bedeli arasındaki fark ve gecikme faizinin icra dairesince alınabilmesi için, ilgililerin talepte bulunmasına gerek olmadığı» belirtilmekte ise de, yüksek mahkeme[115] aksi görüşte olup «alacaklı ya da borçlunun talebi halinde icra dairesince İİK. 133/son hükmünün uygulanabileceğini» belirtmiştir. İcra dairesinin -talep üzerine- İİK. mad. 133/son hükmüne aykırı işlem yapması, süresiz şikayete neden olur.[116] «İki ihale bedeli arasındaki fark ile gecikme faizinin, icra memuru tarafından, ayrıca hükme gerek kalmadan» önceki alıcı ve kefillerinden alınacağına ilişkin kural sadece bedeli ödenmeyen ihalenin -icra dairesince- feshinden sonra, taşınmazın İİK. mad. 133’deki yönteme uygun olarak yeniden ihaleye çıkarılması halinde uygulanır. Eğer, taşınmaz İİK. mad. 133’deki yönteme uyulmadan yeniden ihaleye çıkarılmışsa bu hüküm uygulanmaz.[117] Örneğin, ihale bedelinin ödenmemesi -ve alıcıdan önce en yüksek teklifte bulunan kimsenin taşınmazı satın alması konusunda yapılan teklifi kabul etmemesi- üzerine taşınmazın icra dairesince hemen satışa çıkarılması gerekir. İki ihale bedeli arasındaki farktan sorumluluğu söz konusu olan ilk alıcı, «icra memuru tarafından hemen taşınmazın satışa çıkarılmamış olması nedeniyle, aradan geçen süre içinde yapılan devalüasyon sonucu taşınmazların kıymetinin düştüğünü, bu nedenle aradaki fiyat farkından kendisinin sorumlu tutulamayacağını» ileri sürebilir.[118] Böyle durumlarda, taşınmazı «hemen satışa çıkarmamış olan» icra (satış) memurunun sorumluluğu söz konusu olabilir.[119]

İİK. mad. 133/son’da; ihale bedelini yatırmayan alıcının (veya alıcıların) sorumlu olduğu gecikme faizi’nin oranı belirtilmemiştir. Madde -25.11.1998 tarihinde yürürlüğe girmiş olan- 3494 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonucunda bu şekli almıştır. Değişiklikten önce -15.6.1985 tarihinde yürürlüğe girmiş olan- 3222 sayılı yasa ile yapılmış olan değişiklik sırasında, İİK. mad. 133/II’de yer alan «% 10 faiz oranına» ilişkin kısım maddeden çıkarılmıştı. Bugün için, gecikme faizi oranı’nın 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1. maddesinde öngörülen -ve yılın 30 Haziran ile 31 Aralık günlerinde değişebilecek olan- orana göre saptanması gerekecektir...

Yüksek mahkeme; «iki ihale bedeli arasındaki fark» ve «gecikme faizi» konusu ile ilgili olarak;

√ «Alacaklının ‘iki ihale bedeli arasındaki farkı istemeyeceği’ne dair feragatinin hüküm doğurmayacağını (geçerli olmayacağını)»[120]

√ Bir kararında[121] «...alıcının verilen süre içinde parayı ödememesi halinde, bu sürenin bittiği tarihten itibaren (miktar ve tarih itibariyle) borcun bilinen bir borç olması karşısında, ihale bedeli üzerinden temerrüt oluştuğundan, temerrüt faizinin ilk ihalede sürülen pey bedelinden hesaplanması gerekeceğini»» diğer bir kararında ise;

√ «İİK. mad. 133/II uyarınca sorumluluk kapsamında faizin başlangıcının, para yatırma süresi olan 20 (şimdi; 10) günün sona erdiği tarih olduğunu»[122]

√ «İhale bedelini yatırmayarak ihalenin feshine neden olan alıcının, ilk ihale tarihi ile daha sonra yapılan -ve bedeli yatırılan- ihale tarihi arasındaki sürede, yatırılmayan ihale bedeline işleyecek yasal faizden sorumlu olduğunu»[123]

belirtmiştir...

b) «Diğer zararlar» için ise, mahkeme hükmüne gerek vardır. Yani, alacaklının (ya da borçlunun) önceki alıcı ve -varsa- kefillerine karşı dava açıp mahkemeden karar alması gerekir.

«Diğer zararlar»ın kapsamına, örneğin; «yüksek enflasyon nedeniyle alacaklı ya da borçlunun (veya hissedarların) uğradıkları kanuni faizle (3095 sayılı yasa madde 1) karşılanmamış olan munzam zararlar», «enflasyon nedeniyle alacaklının ya da borçlunun (veya hissedarların) son ihale bedeline geç kavuşmalarından dolayı uğramış oldukları zararlar»[124] girer.

İhale bedelini yatırmayarak, ihalenin bozulmasına neden olan önceki alıcının «iki ihale bedeli arasındaki farktan», «gecikme faizinden» ve «diğer zararlardan» sorumlu tutulabilmesi için, ilk ihalenin geçerli bir ihale olması, başka nedenlerden dolayı icra mahkemesince -ortaklığın giderilmesine ilişkin satışlarda; sulh hukuk mahkemesince- bozulmamış olması gerekir.[125]

İhale bedelini ödemeyen önceki alıcı (alıcılar) ve kefilleri ihale bedeli arasındaki farktan sorumlu ise de, iki ihale arasında bir açık olmayıp fazlalık varsa, bunun üzerinde bir hakka sahip değildirler. Çünkü, yeni arttırma önceki alıcı adına yapılmamaktadır.[126]

«İki ihale bedeli arasındaki fark» ve «gecikme faizi» için önce -ihale bedelini yatırmayarak- ihalenin feshine sebep olan önceki alıcının (ya da alıcıların) ihaleye girerken yatırdıkları % 20 teminata başvurulur. Bu «teminat» ile «bu fark ve gecikme faizi» karşılanmazsa, o zaman ihalenin feshine neden olan alıcı (ya da alıcıların) malları haczedilerek satılır...

Şu hususu hemen belirtelim ki, her ne kadar maddede «ihalenin feshine sebep olan (önceki) tüm alıcı ve kefilleri»nin bu «fark ve gecikme faizi ve diğer zararlar»dan müteselsilen sorumlu olduğu öngörülmüşse de, uygulamada, genellikle ihaleye katılanlardan ayrıca «kefil» istendiğinden, bu maddenin tümü uygulama alanı bulamamaktadır.

IX- İİK. mad. 133/I, c: 3 ve 4 gereğince yapılan yeni (tamamlayıcı) artırmada, istekli çıkmaması veya teklif edilen bedelin İİK. mad. 129’daki koşullara uygun olmaması nedeniyle ihale yapılamazsa satış düşer... Bu durumda taşınmaz, ancak alacaklının yeni satış talebi üzerine -tüm satışa hazırlık işlemleri tekrar yapılarak- satışa çıkarılabilir.

Yani satış talebi üzerine, yapılan artırmada taşınmaz satılırsa, ihale bedelinin önceki feshedilmiş ihale bedelinden daha az olması halinde, ihale bedelini ödemeyerek önceki ihalenin feshine sebep olmuş bulunan ilk alıcı ve kefilleri, iki ihale bedeli arasındaki farktan (ve diğer zararlar ile gecikme faizinden) müteselsilen sorumlu olurlar (İİK. mad. 133/II, c. 1).

X- Bu konu ile ilgili olarak, uygulamadaki önemi nedeniyle ayrıca belirtelim ki, yüksek mahkeme[127] «ihale bedelinin ödenmemesi nedeniyle ihalenin feshi isteğinin -asıl ihale bedeli bakımından- en geç bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekeceğini» -ihalenin feshi isteğinin, icra mahkemesinden en geç talep edilebilme süresini düzenleyen İİK. mad. 134/VI hükmünü burada da kıyasen uygulayarak- belirtmiştir.

Yüksek mahkeme;

√ «İhale sırasında alacağına mahsuben ihaleye katılan ve ihale alıcısı olan alacaklı bankanın dosya borcunu geçen miktarı dosyaya yatırmadığından icra müdürlüğü tarafından taşınmazın İİK. mad. 133’e göre işlem yapılarak yeniden satışının yapılmasına karar verildiği, ikinci sıradaki ihale alıcısına tebligat yapılmış ise de, süresinde taşınmazı almayı kabul etmediği ve bunun üzerine yapılan ihalede yine ihalenin alacaklı bankaya kaldığı ve daha önce eksik kalan miktarın yatırılmaması sebebiyle ihalenin feshine neden olduğundan bahisle ihale alacaklısının ihale bedelinin tamamını yatırması konusunda karar verildiği, ancak alacaklı bankanın borçlunun farklı kredi borçları nedeniyle takip konusu taşınmazına banka lehine ipotek konulduğunu ve bu borç miktarlarının ihale miktarından fazla olduğunu ileri sürdüğü anlaşıldığından, mahkemece icra müdürlüğüne dosya kapak hesabı yaptırılarak alacağa mahsuben alınan bedel ile ihale bedeli arasında fark olup olmadığının hesaplattırılıp oluşacak sonuca göre ihale bedelinin ödenmesi konusunda bir karar verilmesi gerekeceğini»[128]

√ «İcra müdürlüğünce ihalenin ancak İİK’nun 133. maddesi uyarınca satış bedelinin yatırılmaması nedeniyle düşürülebileceğini, bunun dışında icra müdürünün ihalenin düşürülmesinin ya da geçersiz sayılmasına ilişkin bir karar vermesinin mümkün olmadığını, icra müdürlüğünce haczin kaldırılmasına karar verilmesi kesinleşen ihaleyi hükümsüz hale getirmeyeceğini»[129]

√ «Üzerinde birçok haczin bulunduğu taşınmazın arttırmada alacaklıya ihale edildiği anlaşıldığından icra müdürlüğünce öncelikle İİK’nun 140. maddesi uyarınca sıra cetveli yapılarak alacaklının ihale bedelini yatırması gerekip gerekmediğinin belirlenmesi, ihale bedelinin yatırılması gerekiyor ise İİK’nun 133. maddesine göre işlem yapılması gerekeceğini»[130]

√ «İki ihale arasındaki farktan, ilk ihale bedelini yatırmayarak ihalenin düşmesine sebep olan kişinin sorumlu tutulması için 2. ihalenin İİK. 133. maddesine uygun olarak yapılması gerekeceğini, ilk ihalede, ihale bedelinin yatırılmaması nedeniyle satışın düştüğü, taşınmazın yeniden satışına ilişkin kararda satışın İİK. 133. maddesine göre olduğu belirtilmiş ise de, kararda iki ayrı satış günü belirlenmesi nedeniyle satışın İİK’nun 129. maddesine göre yapıldığı anlaşılmış olduğundan, satışın gerçekleştiği ihale İİK. 133. maddesine uygun olmadığından şikayetçinin ve daha önceki alıcıların sürdükleri peyler ile son ihale arasındaki satış bedeli arasında oluşacak farktan sorumluluklarına gidilemeyeceğini» izaleyi şuyu “İİK’nun 133. maddesinde ihalenin feshi isteminin reddi halinde şikayetçinin ihale bedelinin %10’u oranında para cezası ile cezalandırılmasının isabetsiz olacağını»[131]

√ «Dava konusu taşınmazın 2. (artırma) ihalesinin, ihale alıcısının ihale bedelini süresinde yatırmaması üzerine, icra müdürünce İİK. mad. 133 gereğince kaldırdığı ve bu kişiden evvel en yüksek teklifte bulunan kimsenin de kendisine verilen süre zarfında ihale bedelini ödemediği, alacaklının satış talebinde bulunması üzerine İİK. mad. 133 gereğince artırmaya çıkarılması için satış kararı alındığı, İİK. mad. 133’de belirtilen kurala uyulmayarak, tek satış günü yerine iki ayrı satış günü tayin edildiği, satış ilanının ilgililere tebliğine yer olmadığına karar verildiği uyuşmazlıkta, şikayete konu ihale İİK. mad. 133’e göre yapılan bir ihale olmayıp İİK. mad. 127 gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin tapu sicilindeki ilgiliye tebliğ edilmesi gerekeceğini, ortaklığın giderilmesi ilamının tarafı ve ihale konusu taşınmazın hissedarı olan şikayetçiye satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğunu, olayda uygulama yeri bulunmayan İİK. mad. 133 dikkate alınarak inceleme yapılıp istemin reddinin isabetsiz olduğunu»[132]

√ «Yapılan 1. artırmada, ihale bedelinin yatırılmaması nedeniyle satışın İİK’nun 133. maddesi gereğince düştüğü ve bu durumda satış memurluğunca re’sen taşınmazın hemen satışa çıkarılması gerekirken, hissedarlardan birinin talebi üzerine taşınmazın İİK’nun 123 vd. maddeleri uyarınca yeniden satışa çıkarılarak 1. artırmada satışın ikinci kez ihaleye çıkarılması nedeniyle iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumluluğun doğmayacağını»[133]

√ «Yasal süresi içerisinde ihale bedeli dosyaya ödenmediğinden aynı ihalede ikinci en yüksek peyi sürene yapılan teklifin de kabul edilmemesi üzerine, icra müdürlüğünce; satış kararında iki satış günü belirlenmiş olması karşısında satış kararının İİK’nun 133. maddesi değil aynı kanunun 126. maddesine göre verildiğinin kabulü gerekeceğini, yeniden satış günü verilmesine ilişkin alınan kararda da İİK’nun 133. maddesinde yazılı usule uyulmaksızın iki satış günü belirlendiğinden İİK’nun 133. maddesinden bahsedilmesi satışın bu maddeye dayalı yapıldığı sonucunu doğurmayacağını, ihalenin İİK’nun 126. maddesi vd. maddelerindeki koşullara göre ilan ve tebliğ edilmesi gerekirken satış ilanının borçluya usulüne uygun tebliğ edilmemesi, gazete ilanı ve divanhane ilanında 1 aylık yasal sürelere riayet edilmemesi başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğunu»[134]

√ «İcra müdürlüğünce yalnızca ihale bedelinin yatırılmaması nedeniyle İİK’nun 133. maddesine göre satışın düşürülmesine karar verilebileceğini, icra müdürlüğünce ihale tamamlandıktan sonra aynı tarihli kararla ihaleye katılanın ve pey sürenin farklı kişiler olduğu gerekçesiyle İİK’nun 133. maddesi uyarınca satışın düşürülmesine karar verilemeyeceğini»[135]

√ «İİK'nun 133. maddesinde yazılı usule uyulmadan ikinci kez ihaleye çıkarılması nedeniyle davacının iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumlu tutulamayacağını»[136]

√ «İİK 133. maddesi gereğince işlem yapılmış olmasının, aynı Kanunun 134. maddesine göre yargılama yapılmasını engellemeyeceğini; alıcının İİK.nun 133. maddesi hükmüne göre sorumlu olmasının, farklı kuralları ve hukuki sonuçları içeren aynı kanunun 134. maddesine dayanılarak açılan fesih davasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği ve kesin hüküm oluşturmayacağından İİK.nun 133 ve 134. maddelerindeki fesihlerin, ayrı sebeplere bağlı olup farklı hukuki sonuçlar doğuracağını»[137]

√ «İcra müdürlüğünce ihale kesinleşmiş ise kesinleşen ihale bedeli üzerinden KDV ve damga vergisi tahakkuk ettirilerek İİK. nun 133. maddesine göre alıcıya muhtıra tebliğ edildikten sonra, sonucuna göre işlem tesisi gerekirken, henüz söz konusu vergileri ödeme borcu doğmadan verilen süreye dayalı olarak satışın düşürülmesine karar verilmesinin doğru olmadığını»[138]

√ «İcra müdürlüğünce İİK.nun 133. maddesinde belirtilen kurala uyulmayarak, tek satış günü yerine iki ayrı satış günü tayin edilmesi ve ikinci satış gününde ihalenin yapılmasının doğru olmadığını»[139]

√ «İcra müdürünün İİK'nun 133. maddesi uyarınca ihale kararını kaldırdıktan sonra hemen en yüksek teklifte bulunan ikinci kişiye muhtıra göndermesi gerekeceğini»[140]

√ «İhalenin İİK'nun 133. maddesi gereğince kaldırılmış olmasının ve alıcının anılan madde gereğince sorumlu bulunmasının, farklı kuralları ve hukuki sonuçları içeren aynı kanunun 134.maddesine dayalı olarak açılan ihalenin feshi şikayetinin incelenmesine engel teşkil etmeyeceğini»[141]

√ «Alıcının İİK'nun 133. maddesi hükmüne göre sorumlu olmasının, farklı kuralları ve hukuki sonuçları içeren aynı kanunun 134. maddesine dayanılarak açılan fesih davasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği ve kesin hüküm oluşturmayacağını»[142]

√ «Şikayetçi … Şti. birinci açık artırmaya katılıp pey sürmekle ihalenin feshini isteyebilecek ilgili statüsünü kazanmış olup; yapılan taşınmaz ihalesi, ihale bedelinin yatırılmaması sebebiyle, yeniden satışa çıkarılmış olduğundan İİK.nun 133/2. maddesine göre davacı iki ihale arasındaki farktan sorumlu olacağından ihalenin feshine ilişkin davayı açmakta hukuki yararının olduğunu»[143]

√ «Birden fazla alacaklı bulunması ve ihale bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması nedeniyle İİK.nun 140. maddesi gereğince icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması ve sonucuna göre İİK.nun 133. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi yönünde işlem yapılması gerektiğine karar verilmesi gerekeceğini»[144]

√ «1. artırmada, ihale bedelinin yatırılmaması nedeniyle satışın İİK'nun 133. maddesi gereğince düştüğü ve taşınmazın İİK.nun 123. vd. maddeleri uyarınca yeniden satışa çıkarılarak 2. artırmada satışın gerçekleştirildiği anlaşıldığından ihale alıcısının iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumluluğunun söz konusu olamayacağını»[145]

√ «Satış memurluğunca belirtilen usullere uygun olarak ve İİK.nun 133. maddesindeki ‘hemen’ ibaresinden anlaşılması gereken altı, yedi ay gibi makul bir sürede gerekli işlemler gerçekleştirildiğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceğini»[146]

√ «İİK.nun 134 ve 133. maddelerindeki fesihler ayrı ayrı sebeplere bağlı olup, farklı hukuki sonuçlar doğuracağını»[147]

√ «Birinci ihale bedelinin ödenmemesi üzerine; İİK.nun 133. maddesine göre yapılacak ihalede satış bedelinin tahmini değerin %60'ı (şimdi %50) ile paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması, bunun yanında rüçhanlı alacakları aşmasının zorunlu olduğunu»[148]

√ «İhalenin feshine karar verilmesi halinde taşınmazın yeniden ihaleye çıkarılabileceğini ve şikayetçinin İİK. 133. maddesinde öngörülen hukuki sorumluluğunun doğabileceği dikkate alındığında, ihale öncesinde yatırdığı teminatın bu aşamada şikayetçiye iadesi mümkün bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceğini»[149]

√ «İcra müdürünün ihaleyi kaldırma yetkisinin İİK.'nun 133. maddesi ile sınırlı olduğunu, borçluya yapılan tebligatın usulsüz olup olmadığının inceleme yetkisinin olmadığını, satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının veya usulsüz tebliğ edilmiş bulunmasının, ancak ilgilisi tarafından icra mahkemesine açılacak ihalenin feshi davasında inceleneceğini»[150]

√ «İcra müdürlüğünce ihale kesinleşmiş ise kesinleşen ihale bedeli üzerinden KDV tahakkuk ettirilerek İİK. nun 133. maddesine göre alıcıya muhtıra tebliğ edildikten sonra, sonucuna göre işlem tesisi gerekeceğini»[151]

√ «İhalenin kesinleşmesinden sonra, ihale konusu olan taşınmazın askeri güvenlik bölgesinde yer alması nedeniyle tapuda alıcı adına tescilinin yönetmelik gereği mümkün olmadığının anlaşılması, İİK.’nun 133. maddesinin şartlarının oluştuğu ve dolayısıyla ihalenin kaldırılarak, ihale alıcısından sonraki en yüksek pey sürene teklifte bulunulabileceği sonucunu doğurmayacağını»[152]

√ «İİK.’nun 133. maddesindeki sürecin işletilerek yapılan ikinci ihale ile ilk ihale alıcısının sorumluluğu sona erdiğinden şikayetin kabulüne karar vermek gerekeceğini»[153]

belirtmiştir.

XI- İİK. mad. 133/II hükmü; -15.6.1985 tarihinde- 3222 sayılı yasayla yapılan değişiklik sonucunda bugünkü şeklini almıştır. Daha önce bu hüküm; «her iki halde de kendisini birinci defa ihale edilen kimse ve kefilleri iki ihale arasındaki bakiye farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca % 10 hesabıyla gecikmiş faizlerden mesuldür. İhale farkı ve geçen günlerin faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairece tahsil olunur» şeklinde idi. Yasa yapıcı, «ihale bedelinin ilk alıcı tarafından ödenmemesi nedeni ile ihalenin bozulması halinde» taşınmazın «ihale bedelini ödemeyen alıcıdan önce en yüksek pey süren (teklifte bulunan) kişiye» ya da «yapılacak yeni arttırmada herhangi bir kişiye mutlaka ihale edileceğini farzederek konuyu bu şekilde düzenlemişti. Madde bu şekliyle; ihaleleri uzatmak ya da kendi istediği bedelle satılanı almak amacını güden kişilerin bu kötüniyetli tutum ve davranışlarına imkan tanıyordu. Bu amaçlarına ulaşmak için ihale ödeme gücü olmayan üçüncü (paravan) kişiler sokuluyor ve daha sonra bu kişilere -üzerlerine kalan ihale bedeli ödettirilmiyordu…[154] Uygulamadaki bu kötüniyetli davranışlara son vermek ve maddeyi daha tutarlı, daha kapsamlı hale getirebilmek amacı ile;

«Yürürlükteki İİK. 133/2’de, alıcı tarafından ihale bedelinin ödenmemesi sebebiyle ihalenin feshi sonucunda, yapılan ikinci ihaledeki ihale bedeli ile ilk ihalede teklif edilen bedel arasındaki farkın, ihalenin feshine sebep olan ilk alıcıdan tahsili konusu düzenlenmiştir.

Kanunun bugünkü yürürlükteki şekli, bu konuda uygulamada karşılaşılan pek çok önemli soruna ışık tutmaktan uzaktır. Kanun koyucu, ihale bedelinin ödenmemesi sebebiyle ihalenin feshinden sonra yapılacak ikinci ihalede, mutlaka ilk ihale bedelinden daha düşük bir bedelle alıcının bulunacağını farzederek, bu hükmü sevketmiştir. Oysa uygulamada karşılaşılan sorunlar, kanun koyucunun tahmin ettiğinden daha değişik olmaktadır. Örneğin taşınmaz (A) tahmini kıymet olan 200 milyar liranın üstünde 400 milyar lira bedel teklif etmiş ve üzerine ihale yapıldıktan sonra, ihale bedelini ödememiş ve ihale feshedilmiş, bilahare -İİK. 133/I’deki usul dairesinde- aynı taşınmaz (B)’ye 425 milyar liraya ihale edilmişse de o’nun da ihale bedelini yatırmaması sebebiyle, ihale yeniden feshedilmiş ve daha sonra ©’ye 450 milyar liraya ihale edilmiş ve o da ihale bedelini yatırmadığı için ihale yine feshedilmiş ve nihayet 300 milyar liraya (D)’ye ihale edilmiş ve (D) ihale bedelini yatırmış ve ihale kesinleşmişse İİK. 133/2 hükmüne göre ihale bedeli olan 300 milyar lira ile, önceki ihale bedeli olan 450 milyar lira arasındaki farkın ©’den alınması gerekmektedir. Eğer, ©’nin yatırdığı % 20 teminat tutarı olan 40 milyar dışında malvarlığı yoksa, aradaki farktan daha doğrusu kendi teklif ettikleri bedeller ile son ihale bedeli arasındaki farktan, önceki alıcılar da (A) ve (B) de sorumlu olacaklar mı? Eğer, sırf ihaleleri uzatmak amacı ile, (A) kendisinin ihalenin feshine sebep olmasından sonra (B), © ile anlaşıp, onları ihaleye sokmuş ve ihale bedelini yatırmamalarını sağlamışsa sorumluluk şekli değişecek midir? Bütün bu ve buna benzer sorunlara; BK. 41 (şimdi; TBK. 49) ve BK. 50 ve 51 (şimdi; TBK. 61 ve 62)’e dayanarak bir takım çözümler getirilebilir. Ya da İİK. 133/2’de bu sorumluluğun açıkça öngörülmediği ileri sürülüp (A), (B)’nin sorumluluğunun kalktığı -kanımızca hatalı olarak- savunulabilir.

Yukarıdaki varsayımın aksine, (A) tahmini kıymeti 200 milyar lira olan gayrimenkulü ikinci arttırmada % 75 bedelle 150 milyar lira alır ve fakat ihale bedelini yatırmaz, daha sonraki arttırmalarda, (B) 425 milyar lira © 450 milyar lira teklif ederse de ihale bedelini yatırmamak suretiyle, ihalenin feshinden sonra, (D) aynı gayrimenkulü 400 milyar liraya alır ve ihale bedelini yatırırsa, (A), (B), ©’nin sorumluluğunun ölçüsü ne olacaktır?

Bütün bu ve benzeri sorunlar, kanun koyucu tarafından bu maddede öngörülüp, açık bir çözüme kavuşturulmamıştır. Konuyu öğreti ve içtihatlara bırakıp bu hususta çeşitli görüşlerin ileri sürülmesine sebebiyet vermektense, bu konuda maddeye açıklık getirmek daha yararlı olacaktır.

Kanımızca, ihaleye girip daha sonra «ihale bedelini yatırmamak» şeklindeki davranışın, TBK 49’e uyan bir «haksız fiil» sayılması gerektiğinden, karşılaşılan soruna bu açıdan bakıp, çözüm aramak isabetli olacaktır...»

şeklindeki gerekçe ile, 15.9.1979 tarihinde Adalet Bakanlığına sunduğumuz yazılı mütalâamızda, bu maddenin -«taşınır satışlarında» aynı konuyu düzenleyen İİK. mad. 118/II ile birlikte- şu şekilde değiştirilmesini önerdik.[155]

«İhalelere katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile, ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca % 10 hesabıyla gecikmiş faizlerden müteselsilen mesuldürler. İhale farkı ve geçen günlerin faizi ayrıca hükme gerek kalmadan dairece tahsil olunur.

İhalenin feshine sebep olan alıcıların birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve şümulünü hakim takdir eder.»

3222 sayılı Kanun ile İcra ve İflas Kanununda değişiklik yapılırken bu önerimiz Adalet Bakanlığı ve Hükümet tarafından benimsenerek;

«Kanunun 133 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, alıcı tarafından ihale bedelinin ödenmemesi sonucu ihalenin feshi halinde, yapılan ikinci ihaledeki ihale bedeli ile ilk ihalede teklif edilen bedel arasındaki farktan, ihalenin feshine sebep olan ilk alıcı mesul tutulmuştur.

Ancak, kanunun (değiştirilen) bu hükmü uygulamada karşılaşılan pek çok sorunu aydınlatacak durumda değildir. Örneğin; satışa çıkarılan mal tahmini kıymeti olan yüzbin liranın üstünde yüzelli bin lira bedelle (A)’ya ihale edilmiş, ödenmemesi sebebi ile ihale feshedilmiş, sonradan aynı gayrimenkul (B)’ye yüzaltmışbin liraya ihale edilmişse de ihale, bedelin yatırılmaması nedeniyle yeniden feshedilmiş bilahare ©’ye yüzyetmişbin liraya ihale edilmiş ve bedel yatırılmadığı için ihale yine feshedilmiş, nihayet yüzotuzbin liraya (D)’ye ihale edilmiş, ihale bedeli yatırılarak ihale kesinleşmiş ise, kendi teklif ettikleri bedeller ile son ihale bedeli arasındaki farktan alıcılar (A) ve (B) de sorumlu olacaklar mıdır? (A) ihalenin feshine sebep olduktan sonra, ihaleyi uzatmak amacıyla (B) ve © ile anlaşıp onları ihaleye sokmuş ve ihale bedelini yatırmamalarını sağlamışsa sorumluluk şekli değişecek midir?

Maddede bu ve benzeri sorunlara açık çözüm getirilmiştir. İhaleye girip daha sonra ihale bedelini yatırmamak şeklindeki davranış TBK’nun 49. maddesine uyan bir haksız fiil sayılması gerektiğinden karşılaşılan soruna bu açıdan bakılmış ve madde buna uygun yeniden düzenlenmiştir» şeklindeki gerekçe ile[156], İİK. mad. 133/II hükmü bugünkü şeklini almıştır...

[1] Bknz: UYAR, T. Taşınmaz Mallara İlişkin İhale Bedelinin Ödenmemesi (Prof. Dr. Hayri Domaniç’e 80. Yaş Günü Armağanı, 2001, C:1, s:755-766)

[2] Bknz: Örnek 26 «Taşınmazı Açık Artırma Şartnamesi ve Tutanağı» (UYAR, T. Uygulamalı İcra ve İflas Hukuku, C: 1, s: 701 vd.)

[3] Bknz: 12. HD. 29.11.2012 T. 17679/35627; 13.09.2004 T. 14227/19111; 15.04.2004 T. 6625/9384; 02.05.2003 T. 7117/9947

[4] Bknz: 12. HD. 18.06.2002 T. 12211/13086

[5] Yüksek mahkeme sonraki içtihatlarında “tellaliye bedelinin satış bedelinden ödenmesini” istemektedir: Bknz: 12. HD. 09.03.2010 T. 23586/5404 vb.

[6] Bknz: 12. HD. 24.02.2006 T. 26572/3610; 27.10.2005 T. 17060/20995; 02.05.2003 T. 7117/9947

[7] Bknz: 12. HD. 14.01.1993 T. 11052/465; 24.03.1984 T. 1168/3799

[8] Bknz: 12. HD. 24.02.2006 T. 26572/3610; 27.10.2005 T. 17060/20995; 14.04.2005 T. 4169/8062; 27.01.2005 T. 24821/1083; 13.09.2004 T. 14227/19111; 15.04.2004 T. 6625/9384

[9] Bknz: 12. HD. 16.05.2005 T. 6868/10768; 18.10.2004 T. 16358/21332

[10] Bu konuda ayrıntılı açıklama için bknz: Yuk. İİK. mad. 130, AÇIKLAMA: II - UYAR, T. İİK. Şerhi, C:6, s:9918 vd.

[11] Bu konuda ayrıca bknz: UYAR, T. «Katma Değer Vergisi» ile «İhale (Damga) Pulları»nın Ne Zaman Yatırılması Gerekir? Bunların Ödenmemesi İhalenin Feshini Gerektirir mi? (İBD. 1998/1, s: 84-g

[12] Bknz: İİD. 25.03.1958 T. 1903/1882

[13] Bknz: 12. HD. 18.11.1986 T. 2127/12569

[14] Bknz: 12. HD. 22.03.2001 T. 4287/4907

[15] Bknz: 12. HD. 16.01.1986 T. 6624/305; 18.12.1980 T. 7050/9005; 04.07.1966 T. 6939/7204; 24.09.1957 T. 5073/5385 vb.

[16] ARSLAN, R. İhale ve İhalenin Feshi, s: 216 dipnot 23 – AKYAZAN, S. Cebri İcrada İhale ve İhalenin Feshi, s: 23 – KURU, B. İcra ve İflas Hukuku C: 2, s: 1381 – Karş: POSTACIOĞLU, İ. İcra Hukukunun Esasları, s: 503 - Bu konuda hakkında ayrıntılı bilgi için bknz: Yuk. İİK. mad. 130, AÇIKLAMA: I – UYAR, T. İİK. Şerhi, C:6, s:9917 vd.

[17] Bknz: 12. HD. 30.12.1993 T. 16264/20460; 04.11.1958 T. 5655/5967; Karş: 4. HD. 03.03.1988 T. 657/2073; 10.06.1988 T. 4425/5810

[18] AKYAZAN, S. age. s: 56

[19] BERKİN, N. İcra Hukuku Rehberi, s: 344

[20] Bknz: 12. HD. 02.03.1976 T. 1982/2176

[21] Karş: İİD. 23.02.1959 T. 938/1081

[22] Bknz: İİD. 14.11.1958 T. 6095/5975

[23] Bknz: 12. HD. 05.04.1995 T. 4586/5049

[24] KURU, B. age. s: 1336 vd. – ARSLAN, R. age. s: 211 – ÜSTÜNDAĞ, S. İcra Hukukunun Esasları, s: 276 – POSTACIOĞLU, İ. age. s: 503 – GÖKÇE, Z. Tüm Yönleriyle İzalei Şuyu Dava ve Takipleri, s: 733 vd. – ERTURGUT, M. Menkullerin Paraya Çevrilmesi, s: 125 – ASLAN, E. K. Taşınmaz Malların Açık Artırma Yolu ile Paraya Çevrilmesi, s: 133 vd. – Bu konuda ayrıntılı bilgi için bknz: Yuk. İİK. mad. 130, AÇIKLAMA: III - UYAR, T. İİK. Şerhi, C:6, s:9922 vd.

[25] Bknz: 12. HD. 13.12.2004 T. 21794/25796; 28.09.2004 T. 18538/20389; 10.04.2003 T. 4645/7837

[26] Bknz: 12. HD. 26.09.1985 T. 7637/7490

[27] Bknz: İİD. 08.12.1958 T. 6569/6588

[28] Bknz: 12. HD. 08.11.2012 T. 15851/32231

[29] Bknz: 12. HD. 12.05.2011 T. 28053/9319; 01.02.1996 T. 18497/1424; 15.11.1993 T. 13876/17850; 06.12.2005 T. 19793/24177, 08.11.2005 T. 17609/21459

[30] Bknz: 12. HD. 16.01.1986 T. 5807/261

[31] Bknz: 12. HD. 01.02.1996 T. 18497/1424; 25.10.1993 T. 11138/16146

[32] KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, s: 688 – ÜSTÜNDAĞ, S. age. s: 281 – POSTACIOĞLU, İ. age. s: 510 – BERKİN, N. İcra Hukuku Dersleri, s: 141 – GÖKÇE, Z. İzalei Şuyu Dava ve Takipleri, s: 572 vd. – ERTURGUT, M. age. s: 143 – ASLAN, E. K. age. s: 171 – POSTACIOĞLU, İ./ALTAY, S. İcra Hukuku Esasları, 5. Bası, 2010, s: 602 - COŞKUN, M. Açıklamalı-İçtihatlı İcra ve İflâs Kanunu, C: 2, s: 1960

[33] Aynı görüşte, KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku, C: 2, s: 1419 vd. – KURU, B. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, s: 627; 697

[34] Bknz: 12. HD. 08.10.2009 T. 5817/18446; 4. HD. 08.12.1988 T. 10005/10464; 13. HD. 25.06.1990 T. 4810/4648

[35] Bknz: 12. HD. 28.02.2013 T. 29945/6355; 26.04.2012 T. 30164/14090; 19.03.2007 T. 2705/5170; 22.06.2004 T. 12479/16491; 19.04.1999 T. 4428/4946; 31.03.1997 T. 1451/3961; 14.11.1996 T. 12903/14307 vb.

[36] Bknz: 4. HD. 06.12.1965 T. 11076/6916

[37] KURU, B. El Kitabı, 2. Baskı, s: 688; s: 692, dipn. 207

[38] Bknz: 12. HD. 03.07.1995 T. 9522/9970

[39] Bknz: 12. HD. 12.05.1980 T. 3590/4535

[40] Bknz: 12. HD. 23.03.1994 T. 3015/3764

[41] Bknz: 12. HD. 01.02.1996 T. 18497/1424; 15.11.1993 T. 13876/17850

[42] Bknz: 12. HD. 03.07.1995 T. 9522/99
[155] Bknz: UYAR, T. İcra ve İflas Yasası Değişikliği Hakkında Düşünceler (İBD. 1979/4-5-6, s: 287 vd. - Yasa D. 1979/7, s: 989, 993)

[156] Bknz: UYAR, T. Gerekçeli - Notlu, İçtihatlı İcra ve İflas Kanunu, C: III, s: 3614 vd.
Konuyu Yazdır



Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
 İhalenin feshi- İhaleye katılımın engellendiği iddiası- Soyut tanık beyanları DuraN 0 323 19-03-2022, Saat: 16:46
Son Yorum: DuraN
 Pandemi- Duran sürelerin kıymet takdirine etkisi- İhalenin feshi- DuraN 1 329 22-01-2022, Saat: 10:13
Son Yorum: DuraN
 Kıymet takdirine itiraz- İhalenin feshi- Satış ilanı- DuraN 0 746 22-02-2021, Saat: 02:41
Son Yorum: DuraN
 İhale ve İhalenin Feshi Konusunda Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar DuraN 0 795 08-01-2021, Saat: 20:20
Son Yorum: DuraN
 İhalenin feshi sebepleri- Borca itirazın dikkate alınmaması- DuraN 0 740 17-10-2020, Saat: 23:12
Son Yorum: DuraN
Anahtar Kelimeler

İhalenin feshi ve farkının tahsili, İhalenin feshi ve farkının tahsili icra, İhalenin feshi ve farkının tahsili hukuk, İhalenin feshi ve farkının tahsili haciz, İhalenin feshi ve farkının tahsili satış, İhalenin feshi ve farkının tahsili Kıymet takdiri, İhalenin feshi ve farkının tahsili Hakkında, İhalenin feshi ve farkının tahsili nedir, İhalenin feshi ve farkının tahsili myicra, İhalenin feshi ve farkının tahsili icra takibi, İhalenin feshi ve farkının tahsili araç haczi


Hızlı Menü: