*  Makale İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi-
0
Yorum
621
Okunma
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
BU KONUYU DEĞERLENDİR
Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi
Konuyu Yazdır
Yönetici
*******
Şuan Çevrimdışı
Administrator
1,249
(Mesajlar)
1,155
(Konular)
16-09-2015
(Kayıt Tarihi)
İcra Müdürü
(Meslek)
(68) Aksaray
(Görev Yeri)
ab93893
(Haberci)
23
(Rep Puanı)

Haberci: ab93893
#1
03-02-2021, Saat: 20:11
Dar (kısıtlı) yetkili mahkeme olan icra hukuk mahkemesinde ‘alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi’ halinin (özellikle kira alacağına yönelik yapılan) ‘itirazın kaldırılması’ istemine ilişkin uyuşmazlıklara etkisi (Bilgi Notu)-Bilnidği gibi, ‘icra mahkemeleri’; “icra teşkilatı içinde ‘yalnız icra işleri için kurulmuş bir asıl icra organı’ olup, icra dairelerinin işlemlerinin doğru ve kanuna uygun olup olmadığını denetlemek ve kanunla kendisine verilen diğer icra işlerine bakmak üzere, kendisine bağlanmış olan icra darilerini devamlı gözetime ve denetim altında tutmak ve bu dairelerin işlemlerine yönelik ‘şikayetleri’, ‘itirazları’ ve ‘itirazın kaldırılması’ istemlerini incelemek üzere kurulmuş olan”[1] ve “Anayasanın 152. madddesi anlamında ‘mahkeme’ niteliğine sahip bir yargı organıdır[2].

İcra hukuk mahkemesinde görülen “itrazın kaldırılması” talebi, dava değildir. İtirazın kaldırılması“borçlunun borçlu olup olmadığının ilamsız icra prosedürü içinde tespit edilmesine yarayan bir yol”dur.[3] [4]

İcra mahkemesi, incelemesini ‘basit yargılama usulüne’ (HMK. m. 316 vd.; İİK. m. 18/I) göre ve fakat mutlaka duruşmalı olarak (İİK. m. 70) yapar. İcra mahkemesi incelemesini yalnız dosyaya sunulmuş olan yazılı delillere göre (bu deliller üzerinde) gerçekleşitirir ve -kural olarak- tanık, yemin deliline başvuramayacağı gibi, ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi de  yaptıramaz.[5] Bu nedenle, icra mahkemeler uygulamada ‘kısıtlı (dar) yetkili mahkeme’ olarak nitelendirilir. Çünkü; -kural olarak- önündeki uyuşmazlığı çözebilmek için ‘tanık’ dinleyemeyen, ‘yemin’ deliline başvuramayan, ticari defterler üzerinde ‘bilirkişi’ incelemesi yaptıramayan hakimin verdiği karar kesin hüküm (HMK. m. 333)  teşkil etmez.[6]

İcra hukuk mahkemesi, “itirazın kaldırılması talebinin reddine” karar verirse, alacaklı genel mahkemde ‘alacak davası’ (İİK. m. 68/son) açabileceği gibi, icra hukuk mahkemesi “itirazın kaldırılması talebinin kabulüne” karar verirse, borçlu genel mahkemede ‘menfi tespit ve/veya istirdat davası’ (İİK. m. 68/son) açabilir.

İcra hukuk mahkemesi, “alacaklının alacağının ancak yargılama yapılarak tespit edilebildiği hallerde” bu uyuşmazlığı ‘kısıtlı (dar) yetkili mahkeme’ konumunda olması nedeniyle -gerektiğinde ‘tanık’ dinleyemediği, ‘yemin’ deliline başvuramadığı, ticari defterler üzerinde ‘bilirkişi incelemesi’ yaptıramadığı için- yargılama yaparak çözümleyemeyeceği için “itirazın kaldırılmasına” karar veremez. Bilakis, yüksek mahkeme’nin (Yargıtay 6, 8 ve 12. Hukuk Dairlerinin) bu konudaki öteden beri devam eden yerleşmiş içtihatları doğrultusunda icra hukuk mahkemesince“anlaşmazlığın çözümünün yargılamaya muhtaç olduğundan, alacaklının isteminin (‘itirazın kaldırılması’ talebinin) reddine” şeklinde karar verilmesi gerekmektedir.[7] [8] [9]

Gerçekten yüksek mahkeme bu konuda;“dar yetkili icra mahkemelerinde İİK.nun 68. maddesinde belirtilen belgelere dayanmayan alacaklar için başlatılan icra takibinde itirazın kaldırılması yönündeki talebin incelenmesinin mümkün olmadığnıı”[10] örneğin, “Bireysel Gelir Getirici Desteklerin Finansmanına İlişkin Sözleşmeye[11], “protokole”, [12]  “eda hükmü içermeyen kira tespit kararına istinaden fazla ödenen kira bedellerinin iadesi için başlatılan ilamsız takip dayanağı ilama (yargılama giderleri ve vekalet ücreti dışındaki hususlarda)”[13] “yazılı mücerret borç ikrarını içermeyen belgeye”[14] “5719 sayılı Yasaya göre verilen Türkiye Futbol Federasyonu Uyuşmazlık Çözüm Kurulu'nun 17 Eylül 2009 tarihli kararına”[15] dayalı alacağın, cezai şarta dair alacağının[16] tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, “alacaklının bu ve benzeri nitelikte alacaklara/belgelere dayalı olarak itirazın kaldırılmasını talep etmesi halinde, icra mahkemece “itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini”[17] belirtmiştir.

“Kira alacağının tahsili” amacıyla başlatılan icra takibine vaki “itirazın kaldırılması” ve “kiralananın tahliyesi” istemine ilişkin uyuşmazlıkların çözümünün yargılamayı gerektirmesi halinde de, aynı kural uygulanır. Yüksek mahkeme, bu konuda da,  

- “Kiracı ‘kalorifer kazanının taktırılması için davacıya elden ödeme yapılmasına rağmen buna rağmen kazanın taktırılmadığını, davacıya herhangi bir kira borcu olmadığını’ savunmuş olup, ‘kira sözleşmesi’ gereğince kira bedelinin ödenip ödenmediği ve istenip istenemeyeceği hususunun yargılamayı gerektirdiğini”[18]

- “Kiracının kira sözleşmesi devam ederken kiralanı tahliye etmesi ve bu durumdaki kira bedeline ilişkin sözleşme özel şartı gözetildiğinde, kiracının iddiaları ile davacının karşı iddialarının yargılamayı gerektirdiğinden, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkin davanın reddi gerektiğini”[19]

- “Takip dayanağı kira sözleşmesi içeriğindeki depozito bedelinin, kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde olmadığı ve borçlu tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesinde, borç kabul edilmediğine göre; sözleşme şartlarının yerine getirilip getirilmediği ve dolayısıyla kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın varlığı ile tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerketireceğini”[20]

- “İşletme sözleşmesinin İİK mad. 68 kapsamında yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığı, takip dayanak sözleşmenin ‘kira’ değil ‘işletme’ sözleşmesi olduğu, bu nedenle koşullarına uyulup uyulmadığı, işletme bedelinin doğup doğmadığı yargılamayı gerektirir nitelikte olup, dar yetkili icra mahkemesince bu konunun incelenmesi ve değerlendirilmesinin mümkün olmadığını”[21]

- “Borçlu, sözlü kira akdinin varlığını kabul etmişse de, “taşınmazın alımı karşılığı ödenen paranın faizi karşılığı taşınmazda oturduğunu, ayrıca kira bedelinden kaynaklı borcu bulunmadığını” belirttiğinden, kira alacağının varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği ve bu nedenle davacı alacaklı vekilinin itirazın kaldırılması ve tahliye talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini” [22]

- “Davacı tarafından ibraz edilen sözleşmedeki ödeme zamanına ilişkin kısmın diğer kısımlardan farklı olarak el yazısı ile yazıldığı ve davalı tarafça paraf edilmediğinin görüldüğü, davalı tarafından sunulan ‘aslı gibidir’ onaylı sözleşmede ise bu kısmın boş olduğunun anlaşıldığı, bu durumda davalının itirazında belirtiği sebeplerle, davacının karşı iddialarına göre uyuşmazlığın yargılamayı gerektireceğini”[23]

belirtmiştir.[24]

Av. Talih Uyar, 02.02.2021... 
Yorma kendini, Bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin. Charles Bukowski
Konuyu Yazdır


Anahtar Kelimeler

İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi-, İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi- icra, İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi- hukuk, İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi- haciz, İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi- satış, İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi- Kıymet takdiri, İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi- Hakkında, İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi- nedir, İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi- myicra, İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi- icra takibi, İcra mahkemeleri- İtirazın kaldırılması- Alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi- araç haczi


Hızlı Menü: